- Beyaz Sayfa
  - Binalarda Yapılarda Tadilat
  - Bostanbükü Içmecesi
  - Ekonomik Yorum
  - Filyos Limanı
  - Hastane Mühendisliği

30 YIL ÖNCE SÖYLEDiK HALA YAPILMADI !! SEÇiM BiLDiRiMiNi GÖRMEK iÇiN TIKLAYINIZ

SAĞLIĞIMIZI BOZANLAR…

Günlük hayatta kullandıklarımızın, sağlığımızı nasıl etkilediklerini ve ne tür rahatsızlıklara sebebiyet verdiklerini araştırdığımızda, sağlığımızın bozulmasından dolayı, maddi ve manevi kayıpların ve tedavi için şahsi ve ulusal maliyetlerin, boyutlarına baktığımızda, korkunç rakamlarla karşılaşmaktayız.

Çok basit gibi gördüğümüz giysilerimizin marka ve beden numaralarının yazılı olduğu yaka altı dikili etiketlerin, insanlara, bazen hissettikleri, bazen de hissetmeden verdiği rahatsızlıkların, insan üzerinde yaptığı sinirliliğin, baş ağrısından, sinirlilikten, midye rahatsızlıklarına, hatta sindirim sistemi kramplarına sebep olduğunu biliyormusunuz?

Dik yakalı, sert yapılı gömleklerin, birde kravatlı olarak uzun süreli, kullanılmasının insanlar üzerindeki etkilerinin incelenmesi gerekmektedir.

Her tür dar giysilerin de insanlar üzerindeki olumsuz etkileri küçümsenmeyecek boyuttadır.

Bayanların çok küçük yaşlarda kullanmaya başladıkları, dar sütyenlerinde, gün içinde uzun süreli kullanılması, meme kanseri veya benzeri rahatsızlıklara sebebiyet vermektedir. İnsan vücudundaki her uzvun, sürekli, uzun süreli baskı altında tutulması, kan akışını, temiz kanın gelişini ve kirli kanın dönüşünü engellemekte, kangren oluşturmakta, baskı altında tutulan hücrelerin oksijensiz kalmasına, ölmelerine veya işlevlerini yapamama gibi olayları meydana getirmektedir.

Dar ayakkabıların giyilmesi, yüksek topuklu ayakkabıların giyilmesi; ayak kemiklerinin ve kemik düzeninin işlevlerinin bozulmasına, ayak ve bacak kaslarının düzensizleşmesine sebep olmakta, yürüyüş bozukluklarına sebebiyet vermektedir. Ayrıca, dar ayakkabı giyenlerde; çabuk yorulma, çabuk sinirlenme, baş ağrıları, midye rahatsızlıkları, sindirim bozuklukları da görülmektedir. Esasen, ülke insanlarının anatomik yapılarına ve ayak profillerine göre, ayakkabı standartları hazırlanmalı, sağlığa zararlı ayakkabı üretimleri yasaklanmalıdır.

Esasen, ayakkabıların, ayakların, ölçüleri alınarak, ayağa göre yapılması, en sağlıklı olanıdır.

İngilizler; Çinlilerin iş gücünü köreltmek için, “büyük ayaklı kadın makbul değildir” ata sözünü kabul ettirerek, kız çocukların ayaklarını sargılarla sararak, ayakların büyümesini önlemek suretiyle, bayanların küçük ayaklı olmalarını sağlamışlardır. O yüzden, Çinli kadınlar, kolay yürüyemezler, ördekler gibi paytak yürürler.

Bizde de, nasıl bir moda tutkusu var ise; dar ayakkabı-sivri topuklu ayakkabı-yüksek ökçeli ayakkabı-sivri burunlu ayakkabı.

Yani, kısacası, ne kadar olumsuzluklar var ise, sağlığımızı tehdit edercesine, akşam eve gelindiğinde oflamalar, puflamalar yapmamıza sebep olsa da, modacının talimatlarına harfiyen uyuyoruz, her nedense.    

İnsanların sağlığını etkileyen-bozan, tüm giysi ve araç gereçler, yasaklanmalı, kalıp ve biçimlendirmeler, gıda maddeleri gibi, imalatları-modaları, kurallara bağlanmalıdır. 

Gürültü kirliliği; insanların duyma frekansları ve işitme şiddetlerine göre, bilhassa toplu yaşam yerlerinde, frekans ve ses şiddeti (desibel) ölçülmeli, sağlığı bozan, gürültü kirliliği yapanlara gerekli uyarılar ve cezalar verilmelidir.

İbadethanelerde de, ses cihazlarının ses şiddetleri ölçülerek, cemaatin rahat ve huşu içinde ibadet etmeleri sağlanmalıdır.

Bazı vaizlerin, cemaati azarlarcasına, suçluya bağıranlar gibi vaaz etmesinin önüne geçilmeli, lodos rüzgarı gibi ılık, kadife kumaşı gibi yumuşak vaizler vermeleri temin edilmelidir.

İmam hatip liselerinde ve ilahiyat fakültelerinde ders olarak verilen “ güzel konuşma-diksiyon dersleri” din görevlilerine kurslar tertipleyerek verilmelidir.

Bilhassa, AVM alışveriş merkezlerinde-mağazalarda benzeri yerlerde çalan, adına müzik denilen insanları rahatsızlık veren, seslere ve gürültülere de bir kural ve ceza mekanizması getirilmesi gerekmektedir. Ülkemizin, çok güzel insanları rahatlatan, hatta birçok hastalığın tedavisinde kullanılan müziklerimiz var iken, ne dediği bilinmeyen, sadece insanları rahatsız ve hasta eden gürültülerden kurtulmanın bir yolunu bulmamız gerekmektedir.

Piknik yerlerinde, vasıtalarının müzik seslerini sonuna kadar açanlara ne demeli. İnsanlar pikniğe sessizlik için, huzur bulmak için gidiyorlar. İnsanların, insanları rahatsız etmemeleri için mutlaka polisiye tedbirler mi alınması, cezalar mı yazılması gerekiyor?

İnsan için fedakarlık yapmak kolay, amma, fedakarlık yapacak insanı bulmak zor gibi…

Bir de televizyonlardaki diziler, sağlık bakanlığı ve araştırma hastanelerinde gözetlemeye alınmalı, sosyolojik ve psikolojik rahatsızlıklara sebebiyet verenler yayından kaldırılması ve cezalandırılmalıdır.

Devletçe, ilgili kurumlar vasıtasıyla veya üniversitelerce, bir araştırma yapılarak, hastalara ve vatandaşlara, hangi dizileri seyrettikleri-takip ettikleri ve bir yıl içerisindeki rahatsızlıklarının istatistiki değerlendirmeleri yapılmalıdır. 

İnsanları üzen, strese sokan, karamsarlıklara sebebiyet veren  haberlere kısıtlamalar getirilmeli, insanları sevindiren, neşelendiren, hayata bağlayan, mutlu ve umutlu yapan haberlerin verilmesi sağlanmalıdır.

Döven değil, seven olalım.  Dövülen değil, sevilen olalım…

Mutluluğu yakalayalım. Daima mutlu ve umutlu olalım…

Sevilmek için, sevelim. Almak için, vermesini öğrenelim. 

Tüm okurlarıma, iki cihan saadeti dileklerimle, selamlarımı sunarım. 

HİKMET SİVRİ

GENEL BAŞKAN

TÜMBEYDER

TÜM BAĞ KUR EMEKLİLERİ YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİ


Anasayfa
 
 
hikmetsivri@hikmetsivri.com