- Beyaz Sayfa
  - Binalarda Yapılarda Tadilat
  - Bostanbükü Içmecesi
  - Ekonomik Yorum
  - Filyos Limanı
  - Hastane Mühendisliği

30 YIL ÖNCE SÖYLEDiK HALA YAPILMADI !! SEÇiM BiLDiRiMiNi GÖRMEK iÇiN TIKLAYINIZ

KARABÜK BELEDİYESİ NE YAPIYOR? NE YAPMAK İSTİYOR?

Şehrimizin Hürriyet Caddesi olarak bilinen, Fevzi Fırat Caddesi, İstasyon mevkiinde bulunan, 51 kapı numaralı IŞITAN İŞ HANININ ön cephe kalebodur-seramik kaplamalarının kendiliğinden düşmesinden dolayı, yoldan geçenler için tehlike oluşturmakta idi.

Konu ile ilgili olarak, Karabük Belediye Başkanlığı’na yazılı müracaatta bulunarak, müsaade talebinde bulunduk. Konu ile ilgili iş süresince işgaliye bedelini işe başlamadan önce yatırdık, ön cephe kaplamalarının sökülmesinde ve işin devamında gerekli olan iş emniyeti ve güvenliği tedbirlerini aldık, olası bir kazaya karşı da,  üçüncü şahısları ve yoldan geçen vasıtaları sigortalattık. Tüm bu çaba ve gayretlerimize rağmen Belediye Zabıtalarınca çeşitli bahanelerle engellemelere maruz kaldık ve en sonunda “ Tretuvar üzerinde işgaliye harici harç yaparak caddeyi ve tretuvarı kullanılmaz hale getirdiği” gerekçesi ile zabıt varakası düzenlenerek 87.000.000-TL ceza yazılarak uygulamaya konuldu.

Yapılan bu uygulamanın yanlışlığını, Belediyenin en üst yetkililerine anlattığımda, “Yapacak bir şeyin olmadığını, bu cezanın ödenmesi gerektiğini“ söylediler.

Benim bildiğim ceza, suç işleyen kişilere verilir, halbuki Biz suç işlemedik, aksine yapılması gerekenleri yaptık, Binamızı güzelleştirdik, Bölgeye güzellik kattık, örnek bir bina dış cephe meydana getirdik. İyi şeylerin yapılmasının karşılığı ceza görmek mi olacak.

Bir şehrin ve şehrimizin merkezini istasyon mevkii teşkil etmektedir. Yapılan iş ve uygulama, binanın, dolayısı ile şehrin güzelliğini sağlamıştır. Bu ve benzeri uygulamaların Belediye yöneticileri tarafından taktir edilmesi gerekir iken, cezalandırılmasının gayesi ve sebebi ne olabilir? Şehrimizin ekonomik ve sosyal durumu hepimiz tarafından çok yalandan bilinmektedir. İş yapmak-iş yeri kurmak isteyenlere daha ne kadar köstek olacağız.

“Gölge etme başka ihsan istemem“ sözü ne kadar doğru söylenmiş bir sözdür.

Karabük Belediye Teşkilatı olarak, Şehrimizde iş yapmak isteyenlere ne gibi kolaylıklar sağlıyorsunuz? Yoksa elinizde bulunan tüm imkanları kullanarak zorluklar-engellemeler mi çıkarıyorsunuz.

Evet beyler, Bölgemizin içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik çıkmazın birçok sebebi var ki Bizler bu durumdayız.

Sayın iş-güç-makam-mevki sahibi olanlar; bu gün sizlerin işiniz var, peki yarın sizin çocuklarınız nasıl,  nerede ve ne şekilde iş bulacak? Bunu hiç düşündünüz mü? Karabük’te iş- aş bulamayan gençlerimiz mecburen buralardan göç ediyorlar. Sebebi Sen-Ben-O,  makam ve mevkilerin sizlere verdiği asıl yetki ve sorumluluk, sadece ve sadece görevleriniz ve yetkileriniz çerçevesinde,  Halk a hizmettir.Elinizde bulunan kanunların, yönetmeliklerin Sizlere verdiği yetkileri ancak, halkın yararına kullanabilirsiniz.

“Ben ceza yazarım. Sen de bu cezayı ödersin“ yaklaşımı ve felsefesi olmaz-olmamalıdır. Cezayı yazan Zabıta memurunun amiri ve kendisini her vesile ile şehrin ŞEHRİEMİNİ olarak gören Belediye Başkanının konu ile ilgili tutumu bu olmamalıdır.

Belediye Başkanları, yaptıkları görevler ile ilgili kanunların kendilerine vermiş olduğu üst düzey yetkileri, vekalet aldığı Toplumun-Halkın menfaatleri doğrultusunda kullanmalı, maiyetinde çalışanların icraatlarım ve uygulamalarını çok yakından incelemelidirler. “Benim memurum-görevlim işini bilir-yaptıkları her zaman doğrudur“ anlayışı, içinde bulunduğumuz yüz yılın ve yaşadığımız ortamın gerçekleri ile hiçbir zaman bağdaşmamaktadır.

Bu ve benzeri konular ilk bakışta çok küçük gibi görülebilir amma, küçüklerin birleşmesi, büyükleri oluşturur.

Kalkınan, ilerleyen toplumların en büyük özelliği, uğradıkları en küçük haksızlıklara verdikleri tepkilerdir.

“Bana dokunmayan yılan bin yaşasın. Ben işimi göreyim de, başkaları ne yaparsa yapsın” fikri düşüncesi çok yanlıştır. Bu düşünce ve uygulamalarımız, Bizleri bu günlere getirmedi. Sayın Karabüklüler, Karabük’te ikamet edenler, bakalım-görelim-haksızlıklara karşı çıkalım- yapılması gerekenlerin yapılmasını isteyelim-yapılmaması gereken uygulamaların yapılmasında,  itirazlarımızı dile getirelim.

Devletlerin kurulması, anayasa-kanun-yönetmelik ve tüzüklerin hazırlanması, uygulanması ve uygulayıcıların görev ve yetkilerinin yegane ve tek gayesi vardır, o da Milletin-Toplumun- İnsanların can ve mal güvenliği ve içinde bulunduğu yüz yılın gereklerine uygun yaşama koşullarının hazırlanması ve uygulanmasıdır.

Hukukun bu ana ilkesi doğrultusunda, hak ve görevlerimize sahip çıkalım, bugün-yarın sıhhat- saadet ve mutluluk içinde, yaşadığımız yüz yılın gereklerine uygun yaşayalım-yaşatalım.

Saygılarımla,

 

Hikmet SİVRİ

 


Anasayfa
 
 
hikmetsivri@hikmetsivri.com