1. Kamu giderlerine halkın katılması, (Kanunsuz vergi olmaz.)
2. Devlet veya diğer kamu kişilerince, fert veya kurumlardan hukuki cebir altında, belirli kaideye göre karşılıksız olarak alınan para meblağları,
3. Kamu hizmetlerine harcanmak üzere hükümetin doğrudan doğruya veya bazı madde fiyatlarının üstüne koyarak topladığı para,
4. (Kaideten para meblağlarının) münferit iktisatlardan siyasi
cebir altında devlete veya devredilmiş yetkilere sahip diğer şahıslarına bir karşılık gerektirmeksizin yapılan transferi demektir, bu transferlerden icrası lazım gelen münferit ödemelerin şartları, bilhassa nevi, ölçümü, sebep ve zamanı, umumi kanun hükümleri çerçevesinde olmak üzere ekseriye otoriter şekilde ödemeleri kabul eden makam tarafından tespit edilir. (P.Nevmark)
Verginin lügat manasını verdikten sonra şimdi asıl konuya geçelim.
Ankara Ticaret Odası Başkanı Sayın Sinan AYGÜN 'ün 7 Haziran 2003 tarihli açıklamalarına geçelim.
Son 5 yılda 110 bin 566 şirket KAPANMIŞTIR... İşsizlik oranı %12,3'e çıkmış... Resmi rakamlara göre 2003 verilerine göre İKİMİLYON SEKİZYÜZ KIRKDÖRT BİN işsiz varmış... (Resmi olmayan işsizlerin sayısını siz düşünün)
1995 yılı ile 2003 yılları arasında BİRMİLYON İKİYÜZ BİN, sadece 2 yılda İKİYÜZ ALTMIŞDÖRTBİN BEŞYÜZ DOKSANDOKUZ esnaf kepenk kapatmıştır.
Faaliyetlerine son veren şirketlerin sayısının da İKİYÜZ ELLİBİN olduğunu belirtmektedir. Faaliyetine son veren esnafın gayri resmi adetinin ise İKİMİLYON BEŞYÜZBİN olduğu belirtilmektedir.
Şimdi başımızı, iki elimizin arasına alıp bir düşünelim... Çok çeşitli vergi, yüzde oranı yüksek vergi konulmasının gayesi toplam vergi gelirlerinin artırılması mı, yoksa azaltılması mı ?
İşte manzara, vergi verenler işyerlerini kapatıyor, üretim duruyor, işsizlik artıyor. Toplam vergi gelirleri de azalıyor. İneği beslemek ve sürekli sütünü içmek mi iyi, yoksa kesip birkaç gün etini yemek mi iyi, tercih Sizin - Bizim -İdare edenlerin - Hükümetin ve Hükmedenlerin...
Kapanan, kapatılan tesislerin açılması, üretimin çeşitlendirilmesi ve artırılması, üretim yapanların - vergi verenlerin ve vereceklerin teşvik edilmesi, vergi çeşidinin azaltılması, suyunun suyu gibi çeşitli adlarla alınan vergilerin bir kaleme veya birkaç kaleme indirilmesi gerektiği kanaatindeyim.
Yukarıda anlattıklarımı Karabük açısından ele aldığımızda hiç de iç açıcı bir durumu göremeyiz. Çünkü Karabük kendi kendini geçindiremez besleyemez durumdadır. Bunu gelir gider tablosuna baktığımızda çok net bir şekilde görebilmekteyiz.
Öyle ise, geç kalmadan, yarın bile çok geç olabilir, bugüne kadar yazdıklarım ve söylediklerimin ele alınması, yapılması gerekenlerin, biz olarak, Karabüklüler olarak acilen yapmamız gerektiği kanaatindeyim.
EL ELE - GÖNÜL GÖNÜLE verelim ÜRETELİM - ÜRETENLERE YARDIMCI OLALIM. ÜRETMEK İSTEYENLERİ TEŞVİK EDELİM...
Saygılarımla,
Hikmet SİVRİ
Anasayfa
