- Beyaz Sayfa
  - Binalarda Yapılarda Tadilat
  - Bostanbükü Içmecesi
  - Ekonomik Yorum
  - Filyos Limanı
  - Hastane Mühendisliği

30 YIL ÖNCE SÖYLEDiK HALA YAPILMADI !! SEÇiM BiLDiRiMiNi GÖRMEK iÇiN TIKLAYINIZ

KARABÜK'ÜN EKONOMİSİ

Bu güne kadar yazdığım, Yerel ve Ulusal Basında çıkan yazılarımı okuyanlardan, çok çarpıcı soruları bu yazımda dile getireceğim. Bakın Karabük ne durumda?

 

KARABÜK Ölü bir Şehir oldu.

 

Efendim, düğünde oynanır, ölüde ağlanır, her ikisinde de bir kalabalık vardır. Öğle değil mi? Karabük'ün sokakları, caddeleri bomboş, Okullar tatil olduktan sonrasına bir bakın. Karabük’ün ne oynayanı kalmış ne_ de ağlayanı var. Bir durgunluk, bir suskunluktur gidiyor, eğlencelere düğünlere ve cenazelere bile rağbet azalmış durumda, sanki insanların, toplumun üzerine ölü toprağı serilmiş durumda. Karabük, tünelden bu taraf adeta terk edilmiş bir şehir konumunda.

 

KARABÜK Köy mü oluyor?

 

Artık Karabük köy de olamaz, çünkü ekecek tarlası, takım taklavatı ve köy işlerini bilenleri yok. Köy işlerini bilen ve yapanlar da yaşlı insanlar, gençler köy işlerine ne heves ediyorlar, ne öğreniyorlar, öğrenmeye de pek niyetleri yok.

 

Ekmek elden, su gölden hesabı evde pişsin yiyeyim, anne-baba alsın giyeyim. Baba para versin harcayayım, iş verildiğinde, -Ben onu yapamam -Ben ondan ne anlarım sözleri söylenmekte.

 

Toplum, televizyonlarda gördükleri gibi yaşamak, onlar gibi olmak istiyor. İstekler güzel amma,  bu nasıl olacak, lüks yaşamak için nelerin yapılması gerekmektedir?

 

Al-ye-iç-yan gel yat, keyfine keyif kat. Ne güzel dünya... Ondan sonra da, bıktım bu dünyadan türküsünü söyle... İki kişi bir araya geliyorlar, alıyorlar ellerine sazı, başlıyorlar tenkitler manzumesine... Geçmişten-mevcut durumdan ve gelecektin gazeller okuyorlar...

 

Bir de durup herkes kendini bir tenkit edebilse ve Ben ne yaptım ve neleri yapabilirimi düşünebilse ve konuşabilse, İşte o zaman birçok konu hallolacak.

 

Beyler, Size ve çevrenize faydası olmayan veya yapamayacağınız, düzeltemeyeceğiniz konularla kendinizi yormayın, bir faydasını göremezsiniz. Gücünüzün yeteceği yükü omuzlayın. Ben ne yapabilirimi konuşun, tartışın. Sende kürek var, Bende kazma var, haydi şu toprak işini yapalım diyelim. Elimizdekileri-bildiklerimizi-bilgilerimizi ve becerilerimizi ortaya koyalım ÜRETELİM-ÜRETMEK İÇİN FİKİR JİMLASTİĞİ yapalım...

 

 -Karabük’te bir şey olmaz, hiçbir şey yapılamaz...

 

Bu ve benzeri serzenişlerde de bulunanlar var. Şimdi bu gibi düşünenlere de birkaç söz söyleyeyim.  

Öncelikle Kendimize olan güveni kazanalım. Ben düşünüyorum. Öyle ise varım diyeceksiniz, öncelikle kendinizin var olduğunu kabul edeceksiniz. Karabük, uzaydan inmedi, bu günlere lop diye gelmedi, Ülkemizin kalkınmış bölgeleri de birden bu günkü duruma gelmediler. Her biri yoğun çalışmanın ve gayretin sonucunda meydana geldiler...

 

Öyle ise BAKMAK ile GÖRMEK arasındaki farkı fark edelim, Bakalım-görelim-öğrenelim-Üretmek için düşünelim, üreterek kazanmayı öğrenelim- öğretelim.

Saygılarımla,

 

Hikmet SİVRİ

 

 

 


Anasayfa
 
 
hikmetsivri@hikmetsivri.com