Tarihte, Osturagotlar ve Vizigotlar diye devletler varmış. Bu ülkeler ekonomik olarak büyük bir buhrana ve işsizliğe girmişler. Ekonominin başına her kimi getirdilerse bir türlü işleri düzene sokamamış.
Bir gün tam yetkilerle donatılmış bir kişi gelmiş iş başına ve bir emir çıkarmış tüm ülkeye; EY AHALİ BUNDAN BÖYLE MÜBADELE ARACI OLARAK KULLANILAN PARALARIN GEÇERLİLİK SÜRESİ BİR YILDIR. YILSONUNDA PARALARIN DEĞERİ YOK KABUL EDİLECEK ve YENİ PARK BASILARAK DAĞITILACAKTIR. Diye bir ferman yayınlamış.
Bu ferman üzerine bütün millet şaşkın amma, bir yılda duruma adapte olmuşlar. Yılsonu geldiğinde, elinde para olanlar, hemen mal alımına koşmuşlar, tüketimle büyük artışlar olmuş, tabii ki tüketimin körüklenmesi otomatikman, üretimi körüklemiş, üretim de işsizliği önlemiş. Çok üretim, kaliteyi ve çeşitliliği getirmiş, Memleketin üretim çeşitliliği ve kalitesi, ihracı artırmış ve tarihte en kısa zamanda en hızlı kalkınan, ekonomik sorunlarını ve işsizliği çok kısa sürede yenen tek ülke unvanını kazanmış.
İşte hikayemizin özeti bu, şimdi gelelim teknik terimlere ve teknik konulara girmeden Bizim ekonomimize;
Efendim, karayollarında çok kaza oluyor, Kazaları önlemek için ne yapalım? Çok kolay, Akaryakıt satış miktarını azaltırsınız, trafiğe çıkan vasıta sayısı otomatikman azalır ve kaza oranı da birden düşer veya Akaryakıta çok zam yaparsınız. Her önüne gelen akaryakıt alamaz ve trafik rahatlar ve de kaza oranları azalmış olur.
İşte ekonomi de buna benzer. Alış verişin, üretim ve tüketimin yapılabilmesi için mübadele aracına yani PARAYA ihtiyacınız var. Veya para yerine geçebilen kaim olan ÇEK - SENET vs. gerekli.
Piyasadan çok çeşitli şekillerde parayı çekersiniz. Çek ve senede olan itimadı yok edersiniz, Ekonomide meydana gelen kazaları Trafik kazaları gibi önlemiş olursunuz.
Bu tedbirleri alanlar bir de bakarlar ki, vergi miktarlarında azalmalar var, haydi yeni vergiler ve dolaylı vergiler çıkarırlar, bunlar da vergi oranlarını çok ama çok daha azalmasına sebep olur. Üretim - Ticaret durma noktasına gelir. Öyleyse bu hesaplamalarda bir yanlışlık var, Vergilerdeki azalmalar İşsizliklerin korkunç boyutlara ulaşması, Vatandaşların, tek çare olarak maaşlı iş aramaları çoğalır. Hiç kimse bir iş kurmak, üretim yapmak, kendi kendine yetecek kadar bir şeyler yapmak imkanını bulamaz ve EKONOMİ ÇÖKER.
Bankaların kuruluş gayesi nedir?
Parasını - birikimini üretimde değerlendiremeyenler, paralarını bankaya yatırırlar ve bir miktar getiri elde ederler. Üretim yapmak - iş yapmak isteyenler de buradan para alırlar ve iş - üretim yaparlar. Amma siz Bankalardaki biriken tüm mevduatları Devlet olarak alırsanız, tabii ki üretim – istihdam durur.
Bir iş kuracaksınız, Üretim - İmalat - Ticaret yapacaksınız, Vergi Dairesine kayıt olacaksınız peki hepsi bu kadar mı? Değil, asıl bundan sonrası zor. Efendim bir Odaya kayıt olacaksınız, Noterden şu evrakları yaptıracaksınız. Belediyeden ve ilgili kuruluşlardan şu izinleri alacaksınız, çarşaf gibi bir liste çık işin iç inden çıkabilirsen. Hadi bunları da yaptınız, hemen para kazanmaya, işin tekerleği dönmeye başlamıyor, amma ödemeler birbirini izliyor.
Alın elinize kalemi kağıdı ve çıkın zorlu yola, bir iş kurabilmek için kapı kapı dolaşın ve yapmanız gerekenleri tek tek yazın. Ödemelerinizi de kaydedin bakalım bir üretime, imalata, ticarete başlamak için ne kadar para gerekli?
Yeni iş kurdunuz, ilk altı ay hiçbir alışveriş yapmadınız, aylık ödemeleriniz nedir bir hesaplayın.
Bilginiz var, beceriniz var, tahsiliniz var, maaşlı bir işe girememişseniz, girme imkanınız da yok ne yapacaksınız?
Bilgi ve becerinizle, tahsilinizle bir iş yeri kurmak istiyorsunuz. Aslında tahsiliniz - bilgi ve becerileriniz - gençliğiniz - dinamizminiz hepsi bir servet amma para etmiyor, paranız cebinizde keş olarak yok ise Sizleri hiç kimse tanımıyor ve işinizi yapmıyor. Bankadan kredide alamıyorsunuz, çünkü çarşaf gibi bir liste ve istekler, çık işin içinden çıkabilirsen.
Ekonomiyi bir vasıtaya benzetelim. Vasıta durmuş Bizler onu hareket ettirmek istiyoruz, dört bir tarafına ipler bağladık ve bu ipleri dört bir taraftan çekiyoruz, ama nasıl çekiyoruz biliyor musunuz?
Öndeki öne doğru, arkadaki geri doğru, yandakilerde sağa ve sola doğru çekmekteler. Tabii ki araba olduğu yerde duruyor, çünkü çekiş yönleri ters ve kuvvetlerin bileşkeleri sıfır oluyor. Öyleyse ne yapmak lazım? İpleri aynı yönde çekmek gerekir. Ekonomi de işte böyle, Üretimin önündeki engeller aşılmadıkça işsizlik önlenemez, istihdam ve üretim sağlanamaz.
Fert olarak elbirliği ile Ben ne yapabilirim, Ben üreticiye nasıl yardımcı olabilirim düşünmek gerekmektedir. Bugün git yarın gel demekle, kanuni bazı engeller çıkararak, hep menfi yönden bakarak, müspet olanları görmeden, yapılabilirlikleri göz önünde bulundurmadan ekonominin önü açılamaz.
Herkes kapısının önünü süpürecek, bölge temiz olacak. Her makam mevki yetki sahibi de makamını, yetkisini kullanarak ve imkanları zorlayarak, Üreticiye, üretime katkıda bulunacak, işsizliği önlemede ve istihdam meydana getirmede, üretimde katkıda bulunacak.
Bu Ülke Bizim, Hepimizin. Komşuda pişer, Bize de düşer misali, İş - Aş üretelim, üretim için bilgimizi becerimizi, makamımızı, yetkilerimizi doğru yönde kullanalım. Aklın yolu bir, Bizde o bir olan yolda yürüyelim.
ÜRETİM YAPALIM, ÜRETİM YAPACAKLARA ve YAPANLARA YARDIMCI OLALIM.
ÜRETİM : İş demek, aş demek, vergi demek, kalkınma demektir.
Saygılarımla,
Hikmet SİVRİ
Anasayfa
