Benim bildiğim bankacılığın ana ve temel kaidesi, parasını değerlendiremeyenlerin, paralarını almak, toplamak, mudilerine günün koşullarına göre faiz vermek, topladığı paralan iş adamlarına, müteşebbislere, paraya ihtiyacı olanlara belirlenen faiz ile vermektir. Kısacası, paranın ticaretini yapmaktır.

Bulunduğun bölgeden topladığın paralan, bölge dışına transfer edersen ve de bölgenin ihtiyaçlarını karşılamaz isen o bölgenin ekonomik olarak kalkınmasını engeller, hatta günün koşullarına göre durdurursun.

 

40 yıldır, Karabük'te bankacılık yapanlar, Karabük'ün paralarını toplayıp, Ankara'ya transfer etmişlerdir. Ülkemizde ve de bölgemizde yapılan bankacılığın en ideali (kendine göre) sabahtan sıfır kasa ile bankayı açacaksın ve akşam sıfır kasa ile kapatacaksın.

 

Bu ne demek, gelen para ile, giden parayı, yani satın aldığın veya topladığın o günün paralarını, o gün satıp, hiç ana parana dokunmadan para kazanmaktır, Ne yağlı börek değil mi? Ayrıca ekstradan tüm yaptığın ve yapmadığın hizmetlerden de para alacaksın.

 

Bu bana göre bindiğin dalı kesmektir. İşte bu günkü duruma düşersin. Bankacılık, bir ticari işlemdir. Ticarette, hep ben kazanayım, hiç zarar etmeyeyim diyemezsin, kar ile zarar ticarette kardeştir. Hiç zarar etmeyen, rizikosu olmayan ticaretin adını bilirsiniz. Bankacılığın temel kurallarının uygulanmadığı bölgelerde, ekonomik gelişme olmaz. Bu güne kadar bölgemizde uygulanan bankacılık politikasını değiştirmediğimiz sürece, Karabük'ten göçler devam edecektir, bankalarda birer birer kapanacaktır.

 

Banka müdürlerinin ve yetkililerinin, para toplamak için gösterdikleri gayret ve çabaları, en az satmak için de göstermeleri gerekmektedir.

 

Bu güne kadar, bölgemiz bankalarının, bölgemizden topladıkları para miktarlarına bir bakalım, bir de bölgemizde verdikleri kredilere bir bakalım. Rakamları ortaya koyalım, oh ne güzel, hiçbir riziko taşımadan topla paraları, gönder Ankara'ya, yaz hanene karları, ondan sonra da Ben Karabük'te şu kadar kar ettim de. Böyle bankacılığı herkes yapar.

 

Beyler; Karabük'te yaşayanlar olarak bu güne kadar, hep bindiğimiz dalı kestik ve bu günlere geldik. Ben 1977 yılında Karabük Bankası'nı kuralım demiştim. Bana gülmüştünüz, Karabük'teki bankalar, bir anda küçülürler veya kapatıp giderler, onlar için hiç de zor bir iş değil.

 

Eskiden Karabük'te kaç tane banka olduğunu bir yazın ve sayın, bir de bu günkü bankaların sayılarına bakın, geleceği düşünün...

Her sektör ve her kuruluş, Karabük'ün ekonomisi için bir şeyler yapmak mecburiyetindedir. Üretilen, kazanılan yerde sen de kazanırsın, komşuda pişer sana da düşer...

Saygılarımla,

 

Hikmet SİVRİ

Anasayfa