Bu hafta, Ülke siyasetinde gelişen olayları yorumladığımızda ve Başbakan Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’IN siyasi hayatının son zamanlarına baktığımızda, bazı gerçekleri görmek için müneccim olmaya gerek yok. Tarihten ders alınsaydı, tarih tekerrür eder miydi? Bu gelişmeler, tarihin bir tekerrürümüdür? Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bu güne kadar olan siyasi hayatımızı inceleyelim, Osmanlı İmparatorluğumu inceleyelim, Dünya siyasi tarihini okuyalım. Bazı gerçekleri tüm çıplaklığı ile görürüz. "2004 YILINDA, YEREL SEÇİMLERLE BİRLİKTE, ERKEN MİLLETVEKİLİ SEÇİMLERİ DE YAPILACAKTIR" Benim görebildiğim, yapabildiğim hesaplamalar bu sonucu veriyor... Motor dersi Hocamız Prof. Sayın Selim PALAVAN'ın derste Bizlere anlattığı bir hatırasını Sizlere anlatmak isterim; "Almanya'da, Alman gençleri, ÇANAKKALE ZAFERİ’NİN kutlamaları için bir tören düzenlemişler, Hocamızın arkadaşı, Emekli Alman Generali, Hocamızı bu törene davet etmiş ve birlikte gitmişler. Törende, Alman gençleri, Türk Askerlerinin Çanakkale'de verdikleri kahramanca mücadeleyi anlatıyorlar ve övgüler yağdırıyorlar. Tam bu sırada, Emekli Alman Generali ayağa kalkıyor "Gençler, Sizler, Benim kadar Türkleri tanımazsınız. Tanımanız da mümkün değil, Ben onlarla aynı cephede çarpıştım, can savaşı kan savaşı verdim, onun için yarı Türk, yarı Alman sayılırım, onların dinine geçtim Müslüman oldum, mikrofonu verin bana, Sizlere iki cümle ile Türkleri anlatayım” der. Ve mikrofonu alır eline çıkar kürsüye, aynen şunu söyler. "BİR TÜRK DÜNYA YA BEDELDİR. BİR ALMAN SIFIRDIR." Alman Gençlerinden itirazlar yüksek sesli bağırmalar olur. Türkiye ile Almanya'nın bu günkü ekonomik ve sosyal durumuna bakın derler. Emekli Alman Generali, durun bakalım gençler, sözümü tamamlayayım da ondan sonra konuşalım-tartışalım der ve şu sözleri söyler. "ÜÇ TÜRK SIFIRDIR, ÜÇ ALMAN DÜNYA YA BEDELDİR." der ve kürsüden iner. Emekli Alman Generalin bu sözlerini bir düşünün, yakın zamanda yaşanılan siyasi yaşantılarımıza bir göz atalım, tek partili dönemlerimize ve çok partili dönemlerimize bir bakalım. Gerçekleri görelim. Osmanlı İmparatorluğu'nun yükselme-duraklama-gerileme dönemlerinin gerçeklerini ve Cumhuriyet dönemimizin parlak renkli – kara – durağan - kavgalı, dönemlerini hatırlayalım, siyaset şablonumuzu, yukarıda belirttiğim, Emekli Alman Generalin sözleri ile çakıştıralım ve olması gerekeni, gerçekleri görelim. Bizler istesek de, istemesek de, iletişim sektörünün akıl almaz boyutlara gelmesi- teknolojinin sınırları zorlaması, sınır tanımaz ekonomik ve sosyal gelişmelerin olması, globalleşmenin hızlı adımlarla ilerlemesi, paranın elektronikleşmesi, Türkiye’yi de, Türk siyasetini de değiştirecektir. Bu haftanın siyasi gelişmeleri, saydıklarımın bir iteklemesidir. Bu gerçekleri görerek, kısa dönemli de olsa, ekonomimizi bozmayalım. Seçimler iptal edilecek-yenilenecek-siyasi kaos meydana gelecek gibi olumsuzluklara kapılmayalım. Türkiye için, Dünya için; Türkiye’nin ekonomik ve sosyal olarak kalkınması bir zorunluluk haline gelmiştir. Kalkınmış Dünya Ülkeleri, Türkiye’nin kalkınması için, yapılması gerekenlerin, yapılmasının gerektiği fikrinde birleşmektedirler ve Türkiye de siyasi bir kaosun yaşanmasını istememektedirler. Günümüzde zaman saatinin devri arttı. Ekonomik sosyal siyasal olayların bir yıllık değişimi, artık bir haftada, hatta bir günde olmaktadır. Teknolojiye ayak uyduramayan siyasetçiler, dün olduğu gibi bugün ve yarın da tasfiye olacaklardır. Ülkemizin, dününü, bu gününü ve yarınını düşünelim. Olumsuzluklara yanlışlıklara kısır çekişmelere puan vermeyelim. Benim partim, senin partin gibi modası geçmiş, ülkemiz, milletimiz için zararlı olabilecek bencillikleri bırakalım. Ülkemiz, dünyamız, geleceğimiz için doğruları görelim, yapılması gerekenleri yapalım, yaptıralım. Dünyamızı karartmayalım, aydınlatalım. Bugün, dünden güzel. Yarınımız, bu günden güzel olsun. Mutlu, umutlu yarınlara uygun adım yürüyelim. Saygılarımla, Hikmet SİVRİ
Anasayfa