Sayın Adaylarımız, Karabük'ümüzü tanıyor muyuz?

Alalım elimize video kameraları, çıkalım Karabük'ün çevresindeki tepelere dağlara...

Mesela çıkalım Şahin tepesine, Atatürk mahallesine-Yeni Mahalleye- Soğuksu mahallesine-Şirinevlere-Şehir merkezine bakalım.

Çıkalım Kartal tepeye, bakalım Cevizli dereye, yaşadığımız şehre. Çıkalım Kapulu köyüne, Esentepe mahallesine, görelim bakalım temaşa edelim görebildiğimiz yerleri...

Çıkalım, Öğlebeli mahallesine, Çıkalım Kayabaşına, hatta Belenköye, bakalım – görelim – gezelim - bakmak ile görmek arasındaki farkı fark edelim.

Nasıl bir Karabük-şehir olması gerektiğini, yapılmayanları ve yapılması gerekenleri düşünelim.

Çarpık kentleşmenin nasıl ve ne şekilde düzeltilebileceğinin yorumlarını yapalım.

Lüks arabalarımızdan inelim, ana caddelerde gezmeyi bırakalım, sokakları gezelim, bugüne kadar görmediklerimizi görelim, bakalım, bilmediklerimizi, görmediklerimizi görelim-öğrenelim.

Tünelden girelim, şehir merkezine kadar çevremize bakalım,  Pirinçlikten, şehir merkezine kadar çevreyi seyredelim.

Bir yabancı gibi alıcı gözüyle, Vilayet Konağının önünden, Yeşilmahalleye-Belediye Sosyal Tesislerine-Kezban durağına doğru yürüyelim,  görülmesi gerekenleri, yapılanları-yapılmayanları-yapılması gerekenleri görelim.

Ülkemizin diğer şehirleri ile mukayesesini yapalım.

Organize Sanayi Bölgesi-Karabük Küçük Sanayi Sitesi (Cuma yanı)- Bağ-Essen Sanayi Sitesi-Demersan Sanayi Sitesi-Yeşilmahalle Yeni Sanayi Bölgesi (Haddehaneler bölgesi) yatırımlarını görelim,  noksanlıkları ve fazlalıkları tespit edelim.

Hastalıkların sebeplerini araştıralım ve bulalım, ondan sonra da, reçetesini yazalım.

Bölge Halkına acı ve tatlı reçetelerimizi-ilaçlarımızı söyleyelim,  vaat edelim-taahhüt edelim.

En azından, Yabancıların-Turistlerin baktıkları gördükleri gibi bakalım ve de görelim, bakmak ile görmek arasındaki farkı fark edelim. Şehir planlaması-Çevre tanzimi-Trafik akışı konularında bildiklerimizi-bilmediklerimizi-masaya yatıralım, Araştırma-Planlama-Uygulama ile ilgili görüş ve düşüncelerimizi dile getirelim, konuşalım-anlatalım.

İş başa düştükten sonra, Ben bunları bilmiyordum, bu para ile bütçe ile bu işler yapılmaz, demeyin ve de bahaneler uydurmayın.

Ne kadar ekmek, o kadar köfte misali Bizlere dert yanmayın, Siz ve Bizlerin yandım anam türküsünü söylemesi fayda etmez. Karabük'ün işi de böyle gitmez. Makam arabası ile gezme ile makam koltuğunda dönme ile beş yıl geçmez.

Şimdi adayların işi zor, seçimlerden sonra da Karabüklülerin işi zor. Adaylarımıza kolaylıklar, Karabüklülere de sabırlar dilerim.

 

Alışılagelmiş bir yanlışlık,

Birine vekâletname vereceksiniz, verdiğiniz vekâletname ile ne iş yapması gerektiğini ve hangi yetkileri verdiğinizi belirteceksiniz,  Size, sen dur konuşma, Ben bilirim işimi, vekâletname verdikten sonra sökerim dişini diyorlar, olmaz beyler olmaz, o devirler bitti, Millet bilinçlendi, cahillik gitti, bilgi, beceri, insan hakları geldi...

Sayın Seçmenim-Halkım-Vatandaşım...

Senin derdini ve isteklerini ancak Sen bilirsin, öğle ise bildiklerini isteklerini ve vekaletname ile vereceğin yetkileri nasıl ve ne şekilde kullanılması gerektiğini, Senden vekaletname isteyen, oy isteyenlere öğret anlat ki,  göreve talip olanlar,  iş başına geçmeden, ne yapacağını oy istediği seçmenlerin dilek ve isteklerini şimdiden bilsinler ve öğrensinler ki, yapacaklarının planlamasını yapsınlar ve verilen görevlerine baksınlar.

Efendim; Sizlere bir benzetme ile anlatmak istediklerimi anlatayım.

"İki genç evlenecekler, Söz döneminde Erkek konuşur Kız dinler,  Nikâh döneminde Kız konuşur Erkek dinler, Evlendikten sonra her ikisi konuşur mahalle dinler„

Ben diyorum ki Sayın Seçmenlerimiz, oylarınızı vermeden, iş işten geçmeden, adaylar Sizleri ziyaret ettiklerinde, önce, Sizler, alın sazı elinize söyleyin isteklerinizi, dileklerinizi ve ondan sonra dinleyin adayların söyleyeceklerini.

Adaylardan sözlü hatta yazılı taahhütname alın, ondan sonra er meydanına salın.

Su testisi kırılmadan, yapılması gerekenleri yapalım, geleceği umutla bakalım.

Atı alan Üsküdar’ı geçmeden, adayları seçmeden, yapılması gerekenleri,  adaylarımıza anlatalım, öğretelim, mutlu ve umutlu günlere gidelim. Bölgemizin ve Ülkemizin, dününü ve bu gününü inceleyelim-mukayese edelim.

Sayın okurlarım, Bana şunu sorarsınız, Hikmet Bey ekonomik konularda yazıyordun, şimdi işi siyasete döktün dersiniz, haksız değilsiniz, ama Seçileceklere vereceğimiz vekâletnameler-oylar ekonomimizi direk olarak ilgilendirmiyor mu? Bu günlere, siyasi vekâletname verdiklerimizi icraat ve uygulamaları neticesi gelmedik mi? Verdiğimiz oylar ile etkili ve yetkili kıldıklarımızın yaptıkları uygulamalar-kısıtlamalar ile bu günlere gelmedik mi?

Şimdi etkili ve yetkili olan Sensin, konuşma zamanın şimdi, Sen - Ben konuşacağım, adaylarımız dinleyecekler, öğrenecekler, gezecekler-görecekler-bakacaklar.

Beş yıllık geleceğimiz için, isteklerimizi, dilek ve temennilerimizi,  çok açık bir biçimde adaylarımıza anlatalım,  yarınlarımıza emin olarak bakalım.

Saygılarımla

 

Hikmet SİVRİ

 

Anasayfa